22 Aralık 2009 Salı

Çıplaklığı Medeniyet Sanan Gerçek Yobazlar



günümüz türkiye'sinde yobaz kelimesinin birden çok anlama geldiğini söylememe gerek yok sanırım. bu nedenle de 'yobaz' kelimesi üzerinde durarak kelimeyi asıl manasına doğru taşımaya çalışalım bakalım.

bir takım insanların işlerini, güçlerini, zevk aldıkları şeyleri, ilgilendikleri meşgaleleri bir yana bırakıp yine bir takım insanın dış görünüşüne fena halde taktığını görüyoruz. sanki tüm dertler bitmiş, sıkıntılar sona ermiş de iş sadece insanların dış görünüşüne saldırmaya kalmış. yahu bu hakkın hiç bir zaman varolmaması gerekir ya, burası türkiye işte.

şimdi yobaz kelimesi bir takım insanlarca; örtünen, kendi değerlerini muhafaza eden insanlara ithafen kullanılır. hatta yobaz kelimesi bazı betimlemelerin yanında iltifat gibi kalabilir. nedir bunlar?. 'örümcek kafa, kara fatma, öcü' gibi. oysa ki yobaz olmak kılık kıyafetin getirilerinden kaynaklanan bir şey değildir.

buna karşı argüman olarak da örtünmeyen insanların yobaz olmadığı düşüncesidir. örtü takmayan insan mutlak olarak ilericidir görüşü, mini etek giyen insanların moderniteyi ruhlarına empoze ederek yaşadığı, platin sarısı saçlı kadınların ordinaryus edası ile sosyolojik olaylara yaklaştığıdır. ancak ortada büyük bir yanılsamanın dışında realitenin incelen halatının da koptuğunu gözlemleyebiliriz. kapalı ise yobaz açık ise ilericidir gibi bir argüman hangi sağlıklı düşüncenin ürünüdür anlamakta sıkıntı çekiyorum.

" Medeniyet dediğin açmaksa bedeni, desenize hayvanlar sizden medeni"

mehmet akif ersoy.

1 yorum: